“DEĞİŞİM”
CHP GELİYOR MU?
CHP “Hedef İktidar” Kurultayı diye de adlandırdığı kurultayını, yazıyı kaleme aldığım sıralarda gerçekleştiriyor. Pandemi önlemiyle öyle pek de gösterişli olmayan bir havada gerçekleştiriyor. Biraz da başka amaç taşıdığını hissetmedik değil. Gösterişli olmasını da şahsen istemem. Geçmişte bir Baykal faciasının böyle gösterişli bir kurultayını hatırlarsak,olmaması daha iyi. Artık bu ülke yeterince bu gösteriş, saltanat ve israf görüntülerinden bıktı, tiksindi desek yeridir.
Neyse. Hani CHP, AKP karşısında dişe dokunur bir muhalefetle “ben alternatifim, beni seçin” diye gösterilecek icraatı sadece ve tek bir şeyle ifade edilebilir. İttifak. AKP’nin kendisini hayırla andığı muhalefet çizgisini bir türlü geliştirmeyip, sol’a dönmek yerine sağ lafızdan medet ummasının defalarca kaybettirmesinden alınan bir dersin sonucu olduğunu düşünmek isterim. Sonuçta en geniş halk kesimlerine hitap etmek bir “Sol” anlayışın ilkesidir.
Burada konumuz esasında olması gereken CHP’nin “sol” olup olmaması değil. O başka bir yazıya konu olur. CHP’nin ülkenin genel gidişatında etkisinin olup olmayacağı ve bir şeyleri değiştirip değiştirimeyeceğidir. Değiştirebilir. Başka değiştiren somut bir güç olmadığı için buna en etkin aday CHP’dir. Değiştirdiklerinin, değiştireceklerinin bir devrim olamayacağını burada konuşmaya hiç hacet yok. Bırakın onu, şu pandemi sürecinde rahat bir nefes almanın bile ne kadar önemli olacağını düşünürsek, havayı bile değiştirmesi çok önemlidir. Bu az şey midir, çok şey midir? Sizin o havada oksijeni nasıl değerlendirebileceğinize kalmış.
Biz CHP’ye bakmaya devam edelim. Neden iştahlı ve böyle kararlı? CHP’nin kabahatleri ayyuka çıkmış durumda. Dokunulmazlıkların kaldırılması, Tezkere oylaması ve bunun gibi bir sosyal demokrat partinin alacağı tavrın tam tersini aldığı onca icraata rağmen çaresiz kalan halka sistemin tek göstereceği adres oldu. Ve bu gün AKP’nin kendi içinde tüm çırpınışlarına rağmen bir çöküş sürecine girmesi ve buna rağmen halen en yüksek oy oranına sahip olması ülkenin tıkanmışlığına tek sistem içi çözüm CHP ve onun diğer ittifak kuracağı kesimler görünüyor. Şahsi görüşüm AKP bile bir başka çözüm düşünemiyor. Nasıl başından beri varlığını CHP’ye borçlu olmuşsa, yokluğunda da ona ihtiyacı olduğu kaçınılmaz gerçek. Düşüşü yumuşatacak ne varsa kabul edecek.
Tıkanaklığın çözümü CHP’nin hükümete hazırlanması ve bu yapılırken büyük sermayenin çıkarlarına göre ehlileştirilmesi ve sürdürülebilir bir ekonomik sürecin dizaynıiçin, hazır edilmesi programı işliyor. Kılıçtaroğlu’nunadaylığı, tek aday çıkışı için yapılanlar. PM listesinin oluşturulması süreci ve mesajların hepsi bunu gösteriyor. Ne kadar da İlhan Cihaner’in her kelimesi doğru olan eleştirileri olsa da bunlara sahip çıkacak bir parti kitlesinin olmadığı görüldü. Ne zaman olur, bilinmez. Ancak Kılıçtaroğlu’nunyönetim kitlesinde daha da sol bir oluşum olmadığı açık. İdareci bir kadro hedeflediği görülüyor. Bu hem hükümet edebilme hem de tek başına hükümet olamama ihtimaline karşı hazırlık içeriyor.
CHP geliyor mu? Geliyor, gibi görünüyor. Ancak nasıl geliyor, soldan mı geliyor, sağdan mı geliyor, ortadan mı geliyor? Buna, bir takım verilere bakarak, herkesin kendince söyleyeceği vardır.
Doğa boşluk affetmez. Eğer bir boşluk arıyorsan, “orada olmama gerek yok dediğin” yerdir. Ha işte orayı, karşı taraftakiler doldurur. Halkın gittiği, gezdiği, dolaştığı her yer … eee?! Ne diyecektim “unuttum”…