HAYMANALI
Çocukluğumun Haymanasından-20
(Şehir Oteli’nin Önü Miting Meydanı)
Çocukluğumda siyasi partilerin seçim konuşmaları Şehir Oteli’nin önündeki meydanda yapılırdı.
Otelin tam karşısında Hacı Vıddım’ın işlettiği parkın ucunda Haymana-Ankara arasında gidip gelen otobüslerin yazıhanesi vardı. İçerisi oldukça geniş ve ferahtı, önünde de üstü kapalı yolcuların beklediği oturma alanı vardı. Bir de gölgesinde oturulan kocaman bir ağaç.
Şimdiki Merkez Kaplıca’nın önündeki parkın olduğu yerde Şehir Oteli vardı. Hatırladığım kadarıyla önde, arkada ve yanda olmak üzere üç girişi vardı. İç avluda havuzun çevresinde atların bağlandığı direkler ve küçük küçük bölümler vardı. Üst katlara tahta merdivenlerle çıkılırdı. Üst kattaki tahta balkonun çevresinde konaklamak için küçük küçük odalar bulunurdu. Lokal olarak kullanılan büyük oda, şehrin ileri gelenlerinin buluştukları, sosyalleştikleri yerdi.
Alt katındaki dükkânlar meydana, Jandarma Karakolu’na, hamama ve taş binaya bakıyordu.
İki katlı olan Jandarma Karakolu’nun önünde ağaçlar ve bahçesinde çiçekler vardı. Askerlerin nöbet değişimi bizim ritüelimizdi (izlemekten zevk aldığımız bir andı). Kardeşim Mahmut 4-5 yaşlarındaydı. Annemin ezberlettiği
“Ben bir küçük askerim
Sınırlarda gezerim
Vatanıma göz dikeni
Çizmemle ezerim”
şiirini okur, ayağını sertçe yere vurur, başında şapka varmış gibi eliyle selâm verirdi. Askerler de Mahmut’a selâm verir, severlerdi.
Karakolun önünde bir bölük askerin karşılıklı nöbet değişimi sırasındaki tüfeklerini omuzlarına almaları, indirmeleri ve düzgün biçimde uyumlu yürümeleri bizim için yapılan bir tören gibiydi.
Çocukluğumun Mitingleri
Seçim zamanları parti liderleri gelmeden önce duyuru yapılırdı. Hangi lider, hangi gün, saat kaçta gelecekse halk haberdar edilirdi.
Miting alanı her zaman Şehir Oteli’ni önü olurdu. Biz çocuklara eğlence gibi gelirdi. Evimiz yakın olduğundan sesleri duyar duymaz koşardık. Şimdi düşünüyorum da biz kalabalığı izlemeye gidiyormuşuz meğer! Çünkü, konuşulanların hiçbirini anımsamıyorum.
En renkli miting, Millet Partisi’nin lideri Osman Bölükbaşı’nınkiydi. Çok kalabalık ve eğlenceli olurdu. Fıkralar anlatır, her cümlenin sonunda halk kahkahalarla güler, çılgınca alkışlardı. Bu ilgi ve alkış hiçbir zaman sandık sonuçlarına yansımazdı. Bölükbaşı çok az oy alsa bile siyasetten vazgeçmezdi.
Demokrat Parti (DP)’den Adnan Menderes’in oğlu Adalet Partisi (AP)’li Yüksel Menderes’in mitingi de oldukça kalabalıktı. (Yüksel Menderes sonraki yıllarda intihar ederek yaşamına son vermişti.) Yüksel Menderes’in siyah lüks arabası meydana yaklaştığında insanlar arabayı kucaklayıp kaldırmışlardı. Daha sonra da arabadan indiğinde omuzlarında taşıyarak kürsüye götürmüşlerdi. Biz çocuklar şaşkınlıkla tiyatro izler gibi izlemiştik. Konuşmalardan hiçbir şey anlamamıştık.
Tüm mitingler kalabalık olurdu. Cumhuriyet Halk Partisilideri İsmet İnönü’nün geldiği, konuştuğu miting de çok kalabalıktı. Yine dinlediklerimden aklımda hiçbir şey kalmamıştı.
Büyük ihtimalle biz mitinge dinlemeye değil, insanları izlemeye gidiyorduk.
Yerel seçimlerde ise en popüler Belediye Başkanı adayı Terzi Hüseyin Sırma idi. Tüpcü Demircilerin Skoda marka arabasını süsletip, üzerinde halkı şapkasıyla selâmlaması aklımda kalan bir karedir. Mitinginde dinleyenler hiç oy vermezdi. Sandıktan 1 ya da 2 oy çıkardı. Ama çok azimliydi, pes etmez, tekrar aday olurdu.
O yıllarda (1963-1969) Şehir Oteli’nin önü çok geniş bir alan gibi gelirdi bana. Bir de miting kürsüleri çok yüksek görünürdü. Belki çocuk gözüyle öyle algılıyorduk.
O yıllarda Adalet Partisi İlçe Kadın Kolları Başkanı Kırat Ayşe (Ayşe Sevinç), Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Kadın Kolları Başkanı Neziha Apaydın ile komşumuz Fethiye Hanım teyze idi. Kadın Kolları oldukça aktifti. Özellikle Nezihe Apaydın ve Fethiye Kurt ev ev dolaşır, yoksul ve hastalara çözüm ararlardı.
Bildiğim bir şey varsa, o da herkesin birbirini tanıdığı, dükkânların her daim alışveriş yapan insanlarla dolu olduğu, ailelerin çocuklarını korkmadan çarşıya gönderildiği bir ortam olmasıydı.
SÜRECEK…
19 Şubat 2021