izmir bostanlı escortbodrum escortgaziantep escortgaziantep escortantalya escort bayanmanavgat escort bayanmaltepe escortkurtköy escortataşehir escortkartal escortümraniye escortbostancı escortanadolu yakası escortAnadolu Yakası EscortKadıköy escortAtaşehir escortBostancı escortizmir escort bayanhttps://www.newstrendline.com/Beylikdüzü EscortBahçeşehir Escortwww.papaitorotisserie.comgrandpashabet girişankara escort
Haymana Haber | Haymana Haberleri | Haymana Gazetesi | Haymana Son Dakika

ÇOCUKLUĞUMUN HAYMANASINDAN-8

ÇOCUKLUĞUMUN HAYMANASINDAN-8
29 Kasım 2020 - 14:56 'de eklendi ve 542 kez görüntülendi.

Yazar; Safire Öztürk Aksarı

HAYMANALI

Çocukluğumun Haymanasından-8

(Annemin Çamaşır Günü)

  Annelerin çamaşır yıkayacağı gün, biz çocukların ve erkeklerin (Babaların) hiç fark etmediği kadar yorucu ve meşakkâtli bir günmüş meğer!

  Oysa şimdi ne kadar rahat! Çamaşır makinede yıkanıyor ve asılıyor. Hatta son günlerde hem yıkayan hem de içindeyken kurutan çamaşır makineleri bile çıkmış! Her çamaşır yıkadığımda elektriği bulan Tesla’ya, Edison’a ve çamaşır  makinesini icat eden, geliştiren bilim insanlarına minnet duyarım.

  Annem kahvaltıdan sonra hazırlıklara başlardı. Evimizin avlusunda bulunan kuyunun önündeki küçük havuzun akarını tıkayıp, içini suyla doldururdu. Çamaşırları içine koyar, kirlerinin yumuşaması için bekletirdi. Önce beyaz çamaşırlardan başlar, sonra renklilerle devam ederdi.

  Çamaşır yıkamak için; su, sabun, kil, tokaç, leğen (tınga), tas, çamaşır kazanı, çamaşır sopası, ocak, odun ve çamaşırları tokaçlamak için çamaşır taşına ihtiyaç vardı.

  Avludaki ocağın altını yakar, üstüne kocaman bakır çamaşır kazanını koyardı. İçine koyduğu su ısınmaya başlardı.

  Annem çamaşırları kocaman tenekeden yapılmış leğende yıkardı. “Tın” diye ses çıkardığından olsa gerek, annem ona “tınga” derdi.

  Soğuk sudan çıkardığı çamaşırları leğene koyar, sıcak su ekler, yeşil sabunla sabunlar, çitiler, üzerine kil dökerek tekrar çitiler ve katlayarak çamaşır taşının üzerine koyardı. Çamaşır taşının üstünde tokaçlanırdı. Çamaşırlar resmen dayak yerdi! Altı üstüne getirilir tekrar tokaçlanırdı.

  Daha sonra çamaşırlar kazanın içindeki kaynar suya konur fokur fokur kaynatılırdı. Biz çocuklar, elimizdeki çamaşır sopasıyla çamaşırları dışarı çıkmasın der gibi içine doğru dürtükleyip dururduk. Kaynayan çamaşırları annem çamaşır sopasıyla alır, başka bir leğende ılık suyla tekrar yıkar ve durulardı. Duruladıklarını da sıkar, çırpar asardı. Çarşaf gibi büyük çamaşırları büyükler karşılıklı ters yöne çevirerek sıkar, sonra da karşılıklı çırparak ütü gerektirmeyecek şekilde asar kurumaya bırakırlardı. Çamaşır sonrası avlumuz bembeyaz ve rengarenk çamaşırlarla şenlik yerine dönerdi.

  Annem ocaktaki odun közünün içine patates ve yumurta gömer, üstünde de biber közlerdi. Afiyetle yerdik. Bizim için eğlenceli geçen bu süreç, annem için oldukça yorucuydu. Çünkü daha finalde çamaşır kazanının ovularak tertemiz yapılması ve bir başka çamaşır gününe kadar yerine kaldırılması gerekiyordu. Annem tüm bunları yaparken, hiç “Uf! Puf!” demezdi. Işıklar içinde yatsın güzel annem…

  Çamaşırların toplanma ve katlanma işini Safiye ve Nesibe ablam yapardı.Elektrikli ütü evimize girene kadar odun kömürüyle ısınan ağır, büyük ütümüzle pantolon ve gömlekler ütülenirdi. Genelde de bu işlemleri Safiye ablam mükemmel yapardı. Okul önlüklerimizin beyaz yakaları ve dantellerin kolalanması da ablama aitti. Ütü yapacağı eşyanın üzerine nemli tülbent koyar öyle ütülerdi. Böylece kirlenmemiş olurdu.

  Yaşanmışlıklar geçmişe tanıklık ediyor. Teknolojinin gelişmesiyle hayatımız kolaylaşıyor. Günümüzde daha farklı deneyimler ediniyor, farklı anılarımız oluşuyor.

  Mutlu anıların paylaşılması dileğiyle…

SÜRECEK  

28 Kasım 2020

SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER