Evde Hapis Yatana Öğütler!

Hani daha çetin şartlar, deneyimlenen tecrübeler vardır. Hoş ya da değil illa bir şeyler öğretir.Günü gelir lazım olur. Hapislik de böyle bir şey mi? Hayır. Asla alışılmaz. Alışan başka bir şey olmuştur.Esas olan insanlığını kaybetmemek. En azından buna direnmektir.Evde hapislik mi olur canım diyebilirsiniz? Evet, isteğiniz dışında, rızanız olmadan kapatıldığınız, kalmaya zorlandığınız her yer buna dahildir. Dünyanın en güzel yeri de olsa. Evimizden güzel yer mi var? Öncelikle bu durumun geçici olduğunu bilin ve aklınızdan çıkarmayın. Sağlığınız için, sevdikleriniz için. O zaman ne yapmak gerek? Bedenen ve ruhen kendinizin ve sevdiklerinizin iyiliği için ne yapmak gerekiyorsa onu yapmak gerekir. Dışardan eve hastalık getirmemek için her önlemi almak ve tedbiri elden bırakmamak en başta. Kendiniz ve evdeki her hangi biri her seferinde bu virüs karşısında her önlemi, aynı önemde bir kez bile atlamadan uygulamalı. Bedeninizi ve ruhunuzu dinç tutun. Evde hareket şart. Bekleyince hareket etmeyince yağlarınız erimez. Hareketsizlikte ilk önce size lazım olan sağlıklı kırmızı kaslarınız erir. Ev işlerini paylaşın. Dayı bir kalk. Yerleri süpürgeye tut, sofrayı getir. Varsa öyle yiğitliğin silme bezlerini, yıka ve sık bakayım. Ne oldu bileklerin mi ağrıdı? Kadın işi erkek işi mi dedin? Ev işi ağır iş kapsamındadır.Hele ki onu paylaşmayı bilmeyen üşengeç erkeklerin olduğu bir coğrafyada. Hadi hepimizin selameti için ev işlerini paylaşalım. Spor yapın. Çift kale maç değil canım. Hani evin içi uygunsa ve evin yükünü çeken hanımlar izin veriyorsa ayrı. Hareket egzersiz. Bu egzersizin önemli bir bölümünü ev işlerini paylaşarak yapmak akıllıca bence. Volta atın. Parmaklık ya da yüksek duvarlar şart değil. Volta atmayı öğrenirseniz, gitmediğiniz yerlere nasıl gidilebildiğini de öğrenmiş ve sağlıklı kalmış olursunuz. Bedeninizin sağlıklı kalması için üç aşağı beş yukarı bunlar yetiyor. Sürekli kullandığınız ilaçları ihmal etmiyorsunuz. Yemenizi içmenizi dengeli ve sağlıklı yapmanız önerilir. (Fakirler ne yer ne içer! Henüz bu ülkede bir kamu sorunu olarak algılanmadığı için özel olarak belirtmedim!) Ajansları-haberleri takip edin. Kendi muhakeme gücünüz var ise eğriyi doğruyu, yalanı gerçeği zaten ayırt edersiniz. Eveeet gelelim aklımıza, manevi yanımıza, ruhumuza beynimize. Bir defa hapis olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın. Yoksa kabullendiğiniz hâl, sizi bir başka şeye çevirir, sonunda ne olduğunu ben bile tahmin edemiyorum. Benim tanık olduğum tuhaf tuhaf tipler oldu. Ve insan beyninin tıpkı kaslarınız gibi sürekli egzersiz ve harekete ihtiyacı vardır. Sürekli aynı şeyler, kaslarınız gibi sadece belli bir yönde gelişim sağlar. Boşa doldurulmuş, yarasız ve hayatta karşılığı olmayıp kullanmayacağınız her şey, sizi çok bilen yapar. Ancak işe yaramaz. O nedenle aklınızı boş, “oynat bakalım, tik tok” hoş ama boş bilgiler yerine özü olan, akıl ve emekle yoğrulup var edilmiş nitelikli bilgilerle besleyin. Şiir okuyun, roman okuyun. Ve sevdiğiniz şeyleri yapın. Ortalama bir, bir buçuk saat bir filme zaman ayıracaksanız nitelikli seçimler yapın. Ve ne kadar nitelikli zaman harcarsanız o kadar zamanın yetmediğini ve nasıl geçtiğini anlamazsınız.Düşünmeye zaman ayırın. Tabi zihninizi ve bedeninizi besledikçe kaygı ve korkulardan arınmış, panik yapmayan bir ruh haliniz var olacaktır. Bu düşünme, hayatınızın bir anlamı olduğunu tekrar hatırlatacak, değerli olan varlıklarınızı seveceksiniz. Tabi neyi sevip neye değer verdiğiniz bu güne kadar ki yaşamınızdan ayrı düşünülemez. Ve belki aslında tüm dünyanın böyle bir acı musibetle ders verdiğini hissedeceğiz. Herkesin ayrımsız sağlık hakkının olduğuna. Tüm dünyanın birbirine muhtaç olduğuna. Zaten zenginlerce bir anlamı olmayan sınırların yerine, dayanışmanın sınır tanımayacağına şahitlik edeceğiz. Silaha ve saltanatlar yerine toplum sağlığına ve sosyalliğine bütçelerin ayrılmamasının acı ve kötü sonuçlarına tanıklık edeceğiz. Ve her şeye rağmen umutlu olup direneceğiz. Sağlıkla ve sevgiyle kalın.