HAPİSTE İLK BAYRAMIM-Bülent HAN
Hiç bu kadar duygusal ağırlığı olan bir Bayram yaşamamıştım. Baştan neşeli bir bayram yazısı yazayım herkes neşelensin evinde diyordum. Bu yazı için bayram sabahını beklersen olacağı buydu. İlk telefonlardan sonra hemen herkesin benimle aynı duyguda olduğu, sonu ağlamaklı biten telefon görüşmeleri yaptığı belli oldu.
Bayram mesajlarına ‘sağlık ve sevdiklerinizle birlikte’ diye özel olarak eklenir olmuştu. Ve gerçekten bayramın esas ve asıl özelliğinin sevdiklerimizle birlikte olmasının anlamı bu idi. Ancak sağlık sıhhat olmaz ise hiç birinin anlamı da olmaz. Bayram şekerleri mahsun kaldılar evin bir köşesinde kâseleriçinde. Büyüklerin gözleri kapılara ümitsizce bakar kaldı.
27 yıl önceydi. Tutukluluğumun ilk aylarında bir bayramdı. Sabah erkenden kalkmıştım. Koğuş nöbetçilerinin şaşkın bakışları eşliğinde tıraş olmuştum. O gün mahkemede yoktu ki niye böyle erkenden kalkıp neye hazırlanmıştım? Sabah herkes kalkıp tüm koğuş elini yüzünü yıkayıp, kahvaltısını yaptıktan sonra benim en güzel kıyafetlerimi giymiş halde hepsini tek tek öperek bayramlaşmamı gülen gözlerle izlemeleri görülmeye değerdi. Pek dini bayramların kutlanmadığını, en azından 12 Eylül Faşist Cuntası sonrasında siyasi koğuşlarda kutlanmadığını anlamıştım. Ve fakat benim hapisliğimin devam eden 3. yılında tüm siyasi yapılar(hemen hepsi) dini bayramların da halkın mutluluk günü olduğunu ve kardeşliğin ve barışın gelişmesini sağladığı için kutlama kararı aldılar. Tabi gruplar arası, koğuşlar arası ziyaretler, mahpushaneler arası bayram kartları ve aileler ile daha bir bayram görüşleri güzelleşti…
12 yıl sonra dışarda ilk Bayramımı ailemle birlikte kutlama hevesim askerde “Planlı İzin” engeline takılıyordu. Lakin bölük komutanına benim ilk “özgür” bayramım olacağını anlatıp, iznin bir kâğıt olduğunu, kağıtların yırtılıp yeniden yazılmasının mümkün olduğunu anlattığımda 25 günlük bir askere izin mümkün oldu. Ve ailemle bayramımı kutladım.
Şimdi ise bayramın yağmur yağmamasının ötesinde şebekelerin yoğunluktan kilitlenmesi riskine takıldığı görüldü. Ve herkesin sevdikleriyle kucaklaşamaması büyüklerinin ellerinden öpememesi hüznüyle dolu bir bayram yaşıyordum.Telefonu akıllı olanlar görüntülü olarak kutlayıp bir nebze olsun bayramı hissetme çabası bu hüznü pek ortadan kaldıramıyordu.
Gördük ki sevdiklerimiz var ise, insanlar birbirini kucaklayabiliyor ise bayramların tadı oluyor.
Gelecekte sağlık ve sıhhatle tüm sevdiklerinizle nice bayramları adaletli, özgür ve tok günlerde kutlamanızı temenni ediyor, bayramınızı kutluyorum.
Sağlık ve Sevgiyle kalın.
Bülent Han