KIRKAMBAR
Haymana’da Pansiyonlu Yıllar
Tam 14 yıl önceki bir yazımı paylaşacağım bu hafta sizinle. 20 Ocak 2013’te kaleme almışım. Şimdi otelden geçilmiyor. Olsun, seviniriz. Acaba neden dünü özleyip duruyor benim gibiler ve Haymanalılar? Geçen bu zaman diliminde ne değişti? Gelişmeler olumlu mu? Değil mi? Sorumlu olanlar ne düşünür bu konuda? Merakımdan soruyorum sadece…
“Niye bu başlık? Neden geçmişe özlem duydum?
Çünkü, o zaman hayat vardı Haymana’da.
Sokaklar cıvıl cıvıldı. Parklar ağzına kadar dolu. Pansiyonlarda banyocu sesleri. Farklı kentlerden. Değişik yaşlarda. Genç, yaşlı. Kadın, erkek. Meydanda havlulu banyocular. Rengârenk. Bir cümbüş sanki kaplıcanın önü. Sarınıvermişler. Başlarını da. Sımsıcak insan manzaraları.
Esnaf müşteriye yetişmeye çalışıyor. Ama nafile! Yüzleri gülüyor. Cebi de. Esnafın. Mümin Öztürklerin küçücük market dolmuş taşmış. Dışarıya taşmış meşrubat kasaları.
Meydandaki ağaçların altı dolu. İlerden “Ciğersiz”in tiz sesi geliyor. Hareketleniyor herkes. Şöför de yerine geçiyor. Pardon şöförler. Çünkü iki otobüs kalkıyor. Yolcularda bir telaş, bir telaş. Bavulları yerleştirmek üzereler. Ağaçların gölgesi sığınak olmuş banyoculara. Sağlıklarına kavuşmuşlar. Pansiyon sahibinden uğurlayanları var. Gelmişler. Bavullarını getirivermişler.
Caminin yanında alış-veriş yerleri. Müşteri dolu. Kimi yiyecek derdinde. Kimi de giysi. Ama para dönüyor. Alan da memnun. Satan da. Benim önümde bağdan getirdiğimiz armut ve elmalar. Kasalarda. Terazi yanımda. Kayınvalidem eve gitti. Ben satıyorum. Yardımcı oluyorum. Epeyce sattım. Bir saati bile olmadı daha.
&&&&&
Niye bu başlık?
İşte bu yaşadıklarımdan dolayıdır.
Neden geçmişe özlem duydum?
İşte bu güzel anılardan dolayı.“
22 Ocak 2021
Mutahhar Aksarı
muaksari@yahoo.com