“Dışarıdan saman ithal ediliyor” yok “Sap ithal ediliyor” derken “Sapla saman birbirine karışıyor” la Tarım ülkesi olarak kendi kendine yetebilen ülkemizin, kendi kendine yetemeyen hallere gelmesi tartışması sürüyor.
E biz bir tarım odaklı geçim kaynağı olan bir ilçe değil miydik? Bir tarım hayvancılık yapan köylülerimizin ilçeye verdiği canlılığı, bereketi bolluğu kendi gözümüze perde çekmemişsek görmemek mümkün değildi. Bir de ‘Banyocu Zamanı’mız olurdu. Termal Sağlık Turizmi için orta halli vatandaşlarını akınına uğrayan ilçe nüfusu katlanırdı yaz aylarında. Herkes para kazanırdı. Ne oldu şimdi? Ne eksik gidiyor. Köy Enstitülerini “Gomünist Yuvası” diye yöneticileri fitleyip kapattıran emperyalistler mi başarılı yoksa bizim beceriksizliğimiz mi? Her ikisi de değil mi? Şimdi ürettikçe var olan karnı doyan bir tarım ülkesinin tohum ithal eder, hadi saman değil sap ithal edilen -ama izlediyseniz sap ithal edildiğini dünya âlem biliyor- hale gelmesi…. Hadi Köy Enstitülerinin kapatmanın kaybı ve pişmanlığını telafi etmek için ne yapılabilir bir şöyle akıl yürütelim mi? Öyle uzman görüşüne ve arşivlere dalıp işi zorlaştırmayalım. Tabi aklımızı kullanmayıp biz “sizin yerinize düşünürüz, her şeyi de biz biliriz” diyen siyasetçi ve yöneticilerin insafını mı bekleyelim, akla uygun işler yapmaları için? Köy Enstitüleri’ni açmak en akıllıcası aslında. Lakin köylerde gönderecek eğitip çocuk bulabilir miyiz? Hani her biri ziraatçi, duvar ustası, sanatçı, hayvan bakabilen, sosyal ve kültürel olarak gelişmiş olabilecek gençler kaldı mı köylerde? Nüfusumuzun %65’i Kırsal’da yaşayan bir nüfusken ve bunun neredeyse hepsi Tarım Ve Hayvancılık içinde üretime dahil iken yarısından fazlası şehirlere göçmüş ve Ağır Sanayi’ye dahil olmuşlar. Şaka şaka !Ağır Sanayi diye de bir şeyimiz yok maalesef. “Hamlesi”nin lafı siyasetçilerin ağzında halkalı escort sakız olmuş o kadar. Sanayi içinde çalışacak ona zihin olacak kadrolar bile Meslek Liselerinde verilen düşük düzeyli eğitimle kaba iş gücüne eleman yetiştirmiş sadece. Sonuçta Şehre göçenlerimizin önemli bir kısmı şehirlerdeki hizmet sektörüne dâhil olmuşlar. Sanayi kapsamına girecek Özel Güvenlik “Sanayisine” dâhil olmuş aslında, taşı sökecek genç nüfus. Yani gülmeyelim lütfen. Önemli bir genç nüfusun evlenip yuva kurma
sına vesile olmuş bir sektör bu dediğim. Zira kızlarımızın önemli bir kısmı tv dizilerindeki yaşamın hayalini “ şeer olsunda ne olursa olsun” duygusuyla köylerimizi izdivaç ile terkeylemiş, köyde kalan babaları anaları asgari ücretle çalışan oğullarını-kızlarını anadolu yakası escort köyden kente para göndererek yaşatmışlardır. On onbeş yıl Ankara’nın gecekondu mahallelerinde yaşayıp da Ulus’a inmeyenleri bir ben mi duydum gördüm. Yani yiyecek yemek bulup, ev kirası öde, nefes al, çocuk yap. Yani kimse kalmadı değil köylerimiz de ve bu gün dinlediğim bir yetiştirici yemi bile parayla alıp para kazanabildiğini söylüyordu. Ama iş gücünü en üst seviyede yaptığını söylüyordu. Neyse kalanlar bile nitelikli birer üretici olarak köylerinde üretime en üst seviyede bu eğitimle dahil olabilirler. Neyse o ayrı bir başlık zaten. Ben derim ki her köye bir şerifali escort ziraat mühendisi, bir veteriner… Olmaz mı? Olamaz mı? İmkânsız mı? Para mı yok? Hadi ya! Not: Bazen istatistik, sayısal değerler ya da konuyla ilgili doğrudan alıntı yapmıyorum. Araştırıp okunsun isterim. Varsa yanlışım aranıp bulunsun isterim. İşte aynı bu yerde sözü ona veririm. Bana ve herkese doğrusunu öğrettiği için teşekkür eder, minnettar olurum. En güzeli herkesin kendi gerçeğini bulması. Bulması ve başkalarının yalanlarına kanmaması. Aklını kullanması.
Sevgiyle kalın.