Mülayim Muhalefet ya da Şahlanan.Hangisi?
Meclisin tümünün oyuyla İstanbul Sözleşmesi kabul ediliyor ve bir kararname ile kaldırılıyor. O zaman meclise ne gerek var? Peki mecliste muhalefet ne yapıyor, olağan üstü toplanıyor. Tamam şimdi çok önemli bir kararla çıkacaklardiye bekliyorsunuz. Danıştay’a itiraz edecekleri haberiyle çıkıyorlar. Hükümette eminim “Ay çok sarsıldım!” diyor.
AKP’si sanki iktidarda CHP varmışta, tüm kötü gidişatın sorumlusuymuş gibi onu suçluyor. Her kötülüğün başı olarakCHP’yi ilan ediyor. Şu tuhaf ama buna inanan büyük bir kitleyi de var etmişler. Mevcut gidişattan memnun olmayıp hükümeti suçlayan bir vatandaş, oyunu CHP’ye vermeyeceğini söyleyebiliyor. Bu yanlış şekillenmenin “başarı”sı tabii ki AKP’sinin.
Ya bu kadar da olmaz! denilen gelişmeler yaşanıyor. Muhalefetin artık dur diyeceği bir nokta diye beklenirken, her şey “hiçbir şey olmamış” gibi devam ediyor. Hatta yeni çıkan olumsuzluğun bile üstüne yıkılması bile mümkün. Zaman zaman CHP’ye teşekkür etmeyi unutmayan hükümet birinci ağızdan bunu yapıyor. “Biz CHP sayesinde bu günlere geldik” dediklerine bile hepimiz şahidiz.
19 yılın sonunda halen geniş kitlelere en fantastik projelerle yeni önermelerle yön veriyor AKP’si. Önümüzdeki yüzyılı vadediyor! Sanki 19 yılın sonunda ekonomi güme gitmemiş gibi. Sürekli bir yeni ve olmayacak vaatler bütünü ile kitlesini canlı tutuyor, kendine bağlıyor. Tüm anketler büyük erimeye işaret ediyor AKP’si oylarında. Buna rağmen birinci parti olma konumunda. Son yapılan anketlerde bile kararsızların oy dağılımıyla birlikte birinci parti. Ancak bu 19 yıllık iktidarın devamlılığını garanti edemeyen bir sayısal noktaya da gelindiğini gösteriyor anketler.
Hâl böyle iken fantastik söylem ve projelere gerek duymadan, çok daha somut projelerle öne çıkmasını beklediğimiz muhalefet gayet mülayim bir şekilde yoluna devam ediyor. Oysa az bir direnişle iktidarın oyununa gelmeden, onun peşinden sürüklenmeden varlığını ciddi anlamda gösterdi yakın zamanda. Peki yeni önermeleriyle artık ömrünü tamamlayan bir hükümetin alternatifi olduğunu gösterebilecek ne söylemi var muhalefetin? Henüz yok. Gelecek yüzyılı, bu yorgun proje üretemeyen, oy kitlesi sürekli eriyen hükümet karşısında somut ve kitlelerin beklentisine cevap veren ne gibi bir çalışması var? Var mı? Çalışması mı sürüyor?
2023 ‘ü bekleyip iktidarın tepside sunulması beklentisi içinde mi? Öyle olmayacağını İstanbul seçimleri sonucunda herkes gördü. Eğer ki sahip çıkılmazsa kazanılan bir seçimin bile ellerinden alınabileceği tehlikesi açıktır. Ancak halkın sahiplenmesi ile zaten kazanılan alınabilmiştir yerel seçimlerde.
Evet, yeni yüzyılın ilk çeyreği sona ererken bu “kaderi” gülmemiş topluma ne vaat etmektedir CHP ve ittifakı. Bu çok önemli kilit bir tutumdur. Yoksa daha ne olsun bunca kötü gidişata artık dur der halk ve bizi seçer yanılgısı en büyük yanılgıdır. Her zaman beterin beteri vardır.
CHP ancak iki önemli şekillenişte geleceğe aday olabilir. İlki halka doğrudan dokunan ve onun sorunlarına vakıf hizmet edebilecek kişilerdir. Onları bulup çıkararak halka sunacaktır. İkincisi tarihsel olarak ülkenin geleceğine, yeni yüzyıla dair atılım sağlayabileceği projesiyle şahlanacak mı?
Yoksa kadrolu mülayim muhalefet hissinden kurtulamayanlara halk ders verir. Tabi hükümet olmak gibi bir derdiniz var ise bu derde derman iktidar kararlılığınızdır. Herfırsatta erken seçim söyleminin altı dolu olmalıdır. Evet kötü gidişat vardır. Sizin iyiniz nedir? Gözümüzü kulağımızı açmış,dikkatle bekliyoruz.
Sevgiyle , Sağlıkla, Akıl ve Bilimle Kalınız.
Bülent Han
24 Mart 2021