Şehirler Bitiyor, Doğa Ve Doğal Haymana’da

Doğayı katleden, insanlığa ve tüm canlılara yaşamı dar eden acımasız bir kapitalist dönemin sonuna doğru geliyoruz. Kaynaklar tükenince paranın yenmeyeceğini hissetmeye başlıyor insanlık. Kapitalistler para kazanmak için sınır tanımayan bir anlayışın hakim olduğu evreye, uluslararası işgal ve sömürü biçimiyle geçeli çok oldu.

Her şeyi çok para kazanmak için satabilecek bir ahlaka gelmişlerdi. Her şeyi daha çok kârla satmak için yapmayacakları şey yoktu İnsan ve doğaya zarar veren her türlü kimyasalı kullanmakta sınır tanımıyorlar. Hatta devletler kamuoyu tepkisi oluncaya kadar bu konularda bir şey yapmıyor. Şimdi geldiiik sona! Dünya alarm sinyalleri veriyor. Sular zehirlenip içilmez hale gelirse, kalan bir tas suyu zenginlerin yoksullarla paylaşmayacağını sadece benim bildiğimi düşünmem saflık olur. Kapitalist sistemler böyle işler. Yalnız gemi batarken bu kez filika da yok. Satıp yemişler. Ya da çürük malzemeden yapmışlar, ucuza gelsin de kâr yapalım diye!

Yani herkes birden aynı gemiyle batıyor. Herkes aynı sorumluluğa sahip olmasa da gerçek bu. Artık dünyanın neresinde doğa zarara uğrarsa, bir başka ucundan çıkabiliyor acısı. Avustralya yanarken sanmayın burada ciğerimize dokunmuyor. Haymana’nın bir sloganı var Havası Sert, Suyu sıcak, İnsanı Mert… Kimine abartı gelebilir. Öyle değil, bunca  sıkıntı bazı insanlardan kaynaklı diyebilir. Her memlekette her türden insan çıkabilir mi? Evet kesinlikle öyle. Kardeşim herkes kendini nasıl biliyorsa memleketi de öyledir.

Ben slogana yürekten katılıyorum. Eksik bile söylenmiş. Bereketli topraklarımız da anılmalıydı.Öyle bir havamız var ki yaz kış nefes almak güzeldir. Tertemizdir. Büyük şehirlerde yaşayanlar gelip gittiğinde bu farkı bariz hissederler benim gibi. Su. Haymana’da su da hiçbir yerde olmadığı kadar değerlidir. Hem soğuk suyu hem de sıcak suyu muhteşemdir. Kıymetini bilip yüksek bir kalkınma değerine dönüştürebiliyor muyuz? Hayır , o da ayrı bir konu tabi.Bir “Günaydın” demeyi, bir nezaketle, ilçeye ilk gelen insanı karşılamayı dahi olması gereken, düzeyde yapiliyor muyuz? Hayır. Peki insanımızın içtenliğiyle tanışıp, artık ömrünce dost edinirken şu olumsuz örnekler güzel olanı örtüyorsa, daha çok emek vermekten başka çaremiz var mı?

Küçük kasabaların sadeliğine ve samimiyetine özlem duyar insanlar. Biz şehire yakınız diye, büyük şehirlerin iki yüzlü nezaketine ihtiyacımız yok. Haymanada yolda mahsur kalan olmaz. Tanısın tanımasın yerine ulaştırır gören. Küçük yerlerin kaba sabalığının yanında bu içten dayanışması büyük şehirlerde yoktur. Sloganın içine ‘toprağı bereketli’ diye koymayı unutmuşlar. Ne verirseniz misli mili geri verir. Yanlış uygulamaların sonunda git gide topraktan gelen gelirler azalmakta evet. Göç’e neden olan nüfus akışının başında bu gelmektedir aslında. Ve oysa hayat organik tarımla üretilen gıda üzerine kuruluyor artık. İşte buna emek verenler ve projelerle bu alanı güçlendirenler memlekete en güzel ve değerli katkıyı sunanlardır.Yakın zamanda basında ve sosyal medyada izlediğim küçük ama değerli bir çalışma var Hayme Analar Kooperatifi . İki kalıp sabundan ibaret değildir yapılan. Evet o iki kalıp sabun bir değerdir. Güçlendirilmeldir. Bugün azdır yarın çoğalacaktır. Bunun gibi nice küçük çabayla başlayıp yerelde önemli bir sektör haline gelmiş pek çok örnek vardır. Bu gibi yatırımlar geliştirildikçe istihdam olanakları artacaktır. Çalışanlarına standartları yüksek gelir de sağlandığında herkesin el birliğiyle sarılıp geliştirdiği bir alan olacaktır. Termal suların değerlendirilmesi. O kadar önemlidir ki tersine göçü bile sağlayacak bir niteliktedir. Suyumuz dünyada bir tane.

Peki hizmet ve sunum kalitesi ne düzeyde? Pazarlamada ne kadar başarılıyız. Açık ve gelişmeye, geliştirilmeye muhtaç bir alan. Doğal yollardan sağlık arayışı son yıllarda en üst düzeydedir. Buna rağmen neden geriden gidiyor Haymana? Beceriksizliğimizden olabilir mi? Üstünde düşünüp kafa yormaya değer. Çocuklarını özel güvenlikçi maaşına razı gelip büyük şehire yollayan aileler… Üretimlerini bir üst noktaya çıkararak şehirlerin konforunu ayağına getirmesi mümkünken, git gide küçülen ve üretimden kopan topraklarımız artıyor.Oysa ki meralarımız hayvancılık için olağan üstü niteliktedir.

Başlı başına incelenecek ve yeniden yatırımlarla geliştirilecek bir alandır. Ayrıca üzerinde konuşulacak ve de hayata geçecek bir üretim alanı Tiftik Keçisi. Düşünün ki Türkiye Cumhuriyeti ilk dış borçlarını tiftikle ödemiştir. Şimdi tekrar el atılıp geliştirilen bir alandır. Haymana bu alanda da eski konumuna getirilmedilir. Benim için üzerinde yazılıp çizilecek bitmez ve çok değerli bir konudur. Çoban bulunamıyordu. Afganlar geldi hayvancılık kurtuldu. Bu ifadeler abartılı değildir. Köydeki gençlerimiz böyle güzel bir mesleği tepip asgari ücretle şehirlere kaçmışlardır. Evlenememekten şikayet etmektedirler. Oysa nitelikli üretimle şehirlerin konforunu ayaklarına getirmeleri mümkündü. Üretim oldukça yaşam kalitesini artırır bir toplum. Ama artık hazıra dağ dayanmamış, kaynaklar üstüne konmadığı için git gide tükenmiştir. Sürdürülebilir üretim süreçleri üretimin ve üretenlerin tüm yaşamını kapsar.

Köyde çobanların ve sürü sahiplerinin yaşam kalitelerini yükselten, çocuklarına iyi eğitim verilebilen olanaklar, sosyal ve kültürel açıdan tatmin edici olanaklar geliştirildikçe Bursa eskortgöç duracaktır. Emeğe ve üretime değeri en başta üretenler verecek , itibarını geri alacaklardır.

Bu üretim bir bütündür. Mal sahipleri aşırı kârlar edinirken kapısında çalışana köle muamelesi yaparsa, işletmenin ömrü çok uzun olmayacak, sürekli tökezleyecektir. Dünya artık bunun farkına varmaktadır. İnsan kendine layık üretip, kendine layık tüketirse çalışıp didindiğinin anlamı Bodrum olgun escort olacaktır.Evet, altımız da Petrol yok. Ancak üretim için cennet gibi topraklarımız, suyumuz, genç insanlarımız  ve tecrübemiz var.

İşte Haymana, layığın nedir, yaşadığın nedir? Göstereceğin irade ile geleceğini sen tayin edeceksin. Haymananın doğası güzel bir gelecek için henüz kaybolmadı. Yarın senin olabilir. Beylikdüzü genç escort bayan Söyleyin bunları kim size verecek? Hiç kimse. Sevgiyle ve sağlıkla kalın!